17 Ekim 2011 Pazartesi

best OF blog BY consuLTurk



http://rapunzelpucca.blogspot.com/2009/12/isvicrede-bes-minare-beri-gel-canan.html

blog dünyasının tartışılmaz kraliçesi pucca  consulturk listeme c1 numaradan giriyor.
                           
Küçük Aptalın Büyük Dünyasızaten kitabı da best seller...

c2.sırada ise http://www.siirparki.com/gecmisten.html              2 000 000 geçen gösterimle SEMİRAMİS KANBAK ı harika kişisel web site tasarımı..diyor ki!!!
Yazmak, bir kendini ifade biçimi olduğu kadar geleceğe bir iz bırakma vesilesi de oluyor. Biz toplum olarak ne yazık ki çok az yazıyoruz. Bu da gençlerimizin geçmişini yeterince tanıyamamalarına neden oluyor. Örneğin ben küçükken anneannemden Yunan işgalinde Karamürsel'de yaşadıklarına ait öyküleri dinleyerek büyüdüm, eşim babasından Ruslarla yaptığı çete savaşı öykülerini dinleyerek büyümüş ancak bugün ikimiz de bunların pek azını hatırlıyoruz . Ne yazık ki bizden sonra gelen kuşaklar o kadarını da bilmeyecekler.. 
 Ben bir yazar değilim, onun için yazacaklarım da edebi bir eser olma iddiası taşımayacak. Ayrıca yazacaklarımın, örneğin anneannemin ya da kayınpederimin anlattıkları gibi, sıradışı şeyler olacağını da düşünmüyorum. Çoğu belki de sizin yaşadıklarınıza benzeyen ya da bildiğiniz şeyler olacak. Bu nedenle eğer yazdıklarımı ilginç bulmazsanız, sayfayı kapatmanız için bir tık yeterli olacaktır. Ama eğer devam etmek isterseniz, benimle birlikte geçmişe yapacağınız bu yolculuk için şimdiden teşekkür ediyorum. Semiramis Kanbak

c3.sırada ise: http://www.temelaksoy.com/  diyor ki


Kısacası bu blog’da “Bu zamanın ruhu”,  “Bu zamanın yönetim anlayışı” ve “Bu zamanın markaları” üzerine yazmak istiyorum.
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Bizden önce bu konuları düşünüp, makale ya da kitap yazanlar arasında o kadar değerli insanlar var ki, onların yazmış olduklarına hayran olmamak mümkün değil. İnsan bu mükemmel yazıları okuyunca kendisinin hiçbir katkı yapamayacağını düşünmeye başlıyor. Bu yazarlar insanın üzerinde öyle ağırlık yapıyor ki sanki söylenmesi gereken en önemli şeyleri onlar zaten mükemmel bir şekilde söylemişler. Ve bize söyleyecek hiç bir şey kalmamış!

İnsan kendini bu düşünceye kaptırınca içinden hiçbir şey yazmak gelmiyor:
Hiç bir şey yapma!

Zaten yapılması gereken yapılmış, yazılması gereken yazılmış!

Senin yazacakların, onların yazdıklarını tekrar etmek olacak!
Ne kadar moral bozucu değil mi?

Peki, ne yapmalıyız? Hiçbir şey yapmamak mı gerekir? Yazı yazmak boş bir uğraş mıdır?

Ben, böyle bir ruh halinden kurtulmak ve yazı yazma motivasyonumu canlı tutmak için Nazım Hikmet’in dediğine sığınmak istiyorum:

Belki de onun dediği gibi, "En güzel söz henüz söylenmemiştir."

c4.sırada ki blog linki ise
http://www.fikiratolyesi.com/
Mayıs 2005′den sonra beyninin solunu emekliye ayırıp, sağını uyandırmaya karar veriyoruz. İşe yarar yaratıcık [her ne ise o!] ve yeni fikir üretebilme çoşkusuyla tek kişilik bir şirket kuruyoruz.

Maalesef içinde “danışmanlık” geçen bu şirketcik daha çok yaratıcılık, inovasyon, müşteri ilişkileri, kişisel farkındalık, çalışan memnuniyeti gibi alanlarda iş koçluğu yaparken, bireylere de yaşam koçluğu veriyor.

c5.sırayı alan blog ise derya çölaşan diyor ki
http://www.geziyazilari.net/

2002 yılından itibaren büyük çoğunluğunu eşimle, bazılarını da arkadaşlarımla yaptığım gezilerden aklımda kalanları yazmaya 2006'nın sonlarında başladım. Önce bir blogla (http://geziyazilari.blogcu.com) başlayıp sonra bu web sitesine dönüştü.
Pisa
Çektiğim fotoğraflar, sakladığım harita, broşür gibi görsellerin de desteğiyle tüm gezilerimi tekrar gözden geçirip yazmaya başladım. Bu uzun süreç boyunca yeni geziler de yaptım. Gördüklerimi aktaracağım için daha da dikkatli olma, daha çok araştırma yapıp daha çok bilgiye ulaşma gezilerin kalitesini de yükseltti.
Kaplumbağa hızıyla da olsa yeni yerler görüp yazmaya devam edeceğim... umarım:-)) Derya Çölaşan

c6.sıra da ki blog ise
1981 doğumlu Elektrik Yüksek Mühendisi. Aşık olduğu bir eşi, kendisine destek olan ailesi ve arkadaşları var. http://mertulas.blogspot.com/

Robert Bosch GmbH'da çalışıyor. Açık kaynaklı ve özgür yazılımlara, hatta açık kaynaklı yaşama inanıyor. Fotoğraf çekmeyi, seyahat etmeyi, teknolojik oyuncakları ve müzik dinlemeyi seviyor.







c7.sıradaki blog linki

http://inovasyon.com/

Herşey sürekli değişiyor, gelişiyor.
 Ayakta kalabilmek için artık hızlı, ucuz ve kaliteli olmak bile yetmeyebiliyor.


İnovasyon yani pazara sürekli yeni veya iyileştirilmiş ürün ve hizmetler sunmak, güzel bir sürprizden ziyade beklenti haline gelmiş durumda.
Bu düşüncelerle bloğumda, ilham verici inovasyon, buluş, patent ve mucitler gibi konulardaki gündemimi paylaşıyorum.Ekrem SOYLU







c8.sırada ise ALPHAN MANAS ın blogu

http://www.alphanmanas.com/
Alphan Manas
Yönetim Kurulu Başkanı, Brightwell Holdings BVİş: +90 (212) 366-5055    
alphan.manas[at]brightwell.com.tr




30 Temmuz 1962 tarihinde İzmir’de doğdu.

 

.


c9.sıra da ki blog linki
Ne zamandır kazananlarla ilgili gözlemlerimi paylaşacağım bir yazı yazmak istiyorum.Bu yazıyı zamanını ve enerjisini çalışmak yerine olumsuz, insanı yerinde saydıran işlere ve düşüncelere ayıranlar okumasın.
Fotoğrafım
 Bulundukları noktada kalmak isteyen, etraflarını da kendileriyle birlikte dibe çekmek isteyenler de okumasın. Çünkü gerek okuduğum kitaplardan öğrendiğim, gerekse birlikte çalışma fırsatı bulduğum başarılı yöneticilerde gözlemlediğim, insanlara yarayan ve yaramayan bazı davranış kalıpları var. Bilimsel bir çalışmaya dayanmadığından genelleyemem ancak inanıyorum ve kendim uygulamaya çalışacağım. Umarım size de faydası olur.

c10.sırada ki blog linki




Nereden başlayacağımı bilmediğimdendir belki de susuşum.. Zaman akıp geçmiş ben bunun her zamankinden daha farkında değilken ancak takvime bakınca anlayabiliyorum zamanın ne kadar zamansız sinsice geçip gittiğini..
Fotoğrafım
Evde sevdiğin birinin olması iyi. Evde hasta birinin olması iyi değil. Olmasaydı iyiydi ama oldu bir kere. Evlilik akdinin hastalıkta/sağlıkta sınavından da geçtik biz. Allah beterinden saklasın. Hakan çok daha iyi, ağrıları çok azaldı. Bana en büyük eziyeti ağrısı olduğunda hiç sesini çıkarmaması. O kadar üzülüyorum ki ağrısı olduğunda acısını belli etmemeye çalışmasına :( Artık eli şişmiyor. Alyansını da taktı artık.. 18 ekimde kontrolden alacağımız sonuca göre sağlık durumu hakkında net bir bilgiye sahip olacağız.

BEST OF BLOG

BLOG NEDİR?
Blog, genellikle güncelden eskiye doğru sıralanmış yazı ve yorumların yayınlandığı, web tabanlı bir yayını belirtir. Çoğunlukla her gönderinin sonunda yazarın adı ve gönderi zamanı belirtilir.
Yayıncının seçimine göre okuyucular yazılara yorum yapılabilir.
Yorumlar, blog kültürünün çok önemli bir dinamiğidir; bu sayede yazar ve okuyucular arasında iletişim sağlanır.
Bunun dışında, geri izleme (trackback) mekanizmasıyla, belirli bir yazı hakkında yazılan diğer yazıların belirlenebilmesi de mümkündür.

2-BLOG TÜRLERİ NELERDİR

Kişisel

İnternet üzerinde bireysel olarak oluşturulan, genel veya belli bir odak noktası olan blog çeşididir. Büyük oranda blog yazarının ismini veya takma adını alırlar. Yazarın bireysel günlüğü olmak dışında gündemi kendi kalemi ile yansıttığı ortamdır. Bu tür bloglar çok fazla deneyimi olmayan kişilerin bile kullanabileceği ve sayfalarını düzenleyebileceği yapıdadır ve daha çok günlük olarak kullanılırlar. Kişilerin günlük yaşamda yaşadıkları olayları, karşılaştıkları durumları okurlarıyla paylaşmasını sağlar. Bloglarda en fazla rastlanan türdür.

Temasal

Sadece belirli bir alanda yazılan gönderilerin yer aldığı, belirli bir konuda uzman kişilerin yazdığı ve düzenlediği bloglardır.
 Politika, pazarlama, yemek, internet, ekonomi, tasarım, fotoğraf, programlama dilleri, blogger temaları ve benzeri konularda odaklanmış bloglar bulunmaktadır.
 Türkçe olarak yayınlanan bloglarda en fazla ilgiyi yemek ve blogger eklentileri konulu bloglar çekmekte, sayı olarak ise bilgisayar blogları göze çarpmaktadır.

Topluluk

Üyelik sistemine sahip olan ve bu üyelerin yazdıkları gönderilerden meydana gelen bloglardır.
 Komünite olarak da adlandırılan bu türdeki blogların çoğu kendi sunucularındaki blog yazılımını kullanmaktadır.

Kurumsal

Şirketlerin kendileri ile ilgili haber ve duyurularını daha samimi bir şekilde halka açtıkları bloglar dünyada ve iş hayatında giderek önem kazanmaktadır.
Türkiye'de az sayıda olsa da bazı şirketler şirket bloglarını hizmete sunmaya başlamıştır.
Aslında yeryüzündeki akım, şirketin doğrudan değil, samimi karakterdeki bazı çalışanların desteklenmesi yoluyla bloglamaktır.